İstanbul Esenyurt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Muhsin Öztürk, “Kırmızı et yalnızca bir gıda değil, ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen stratejik bir kaynaktır. Et tüketimi ile ekonomik kalkınma arasında doğrudan bir bağ vardır. Etin içeriğindeki yüksek biyoyararlı protein, demir ve B12 gibi bileşenler, fiziksel gelişimin yanı sıra mental performans ve üretkenliği de destekler” ifadeleriyle etin beslenmedeki yerine dikkat çekiyor.
Gözden kaçırmayın

İstanbul Esenyurt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Muhsin Öztürk, “Kırmızı et yalnızca bir gıda değil, ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen stratejik bir kaynaktır. Et tüketimi ile ekonomik kalkınma arasında doğrudan bir bağ vardır. Etin içeriğindeki yüksek biyoyararlı protein, demir ve B12 gibi bileşenler, fiziksel gelişimin yanı sıra mental performans ve üretkenliği de destekler” ifadeleriyle etin beslenmedeki yerine dikkat çekiyor.
Yetersiz Tüketim, Görünmeyen Risk
Dünya ortalamasında kişi başı et tüketimi yılda 34,1 kg iken, Türkiye’de ise bu oran işlenmiş kırmızı et tüketim miktarından arındırıldığında 25–30 grama kadar düşebiliyor. Bu seviyeler, özellikle çocuklar, gençler ve doğurganlık çağındaki kadınlar için beslenme dengesizliklerine yol açabiliyor. Öztürk’e göre; “Gelişmiş ülkeler, kişi başına düşen et tüketimini bir refah göstergesi olarak paylaşmaktan çekinmez. Çünkü kırmızı etin dengeli tüketimi; kas gelişimi, bağışıklık, mental direnç ve zindelik açısından büyük rol oynar” dedi.
Üç Temel Tavsiye
1. Kaliteli Kaynak: Veteriner kontrolünde yetiştirilen, doğal şartlarda beslenen, izlenebilirlik sistemiyle denetlenen hayvanlardan elde edilen ürünler tercih edilmelidir.
2. Porsiyon Kontrolü: Günlük 100–150 gram pişmiş kırmızı et tüketimi yeterlidir.
3. Doğru Pişirme: Izgara, fırın ya da haşlama yöntemleri önerilir.
Yorumlar
Yorum Yap