İzmir’de yerel yönetimler ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasındaki borç krizi yeni bir boyut kazandı. Uzun süredir taşınmaz takasıyla borçlarını eritmeye çalışan bazı ilçe belediyelerinin şirket hesaplarına, biriken prim borçları gerekçe gösterilerek bloke konuldu.
Gözden kaçırmayın
Cemil Tugay’dan "çıplak ayaklı" protestoya yanıtİzmir’de yerel yönetimler ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasındaki borç krizi yeni bir boyut kazandı. Uzun süredir taşınmaz takasıyla borçlarını eritmeye çalışan bazı ilçe belediyelerinin şirket hesaplarına, biriken prim borçları gerekçe gösterilerek bloke konuldu. Belediyeler karara itiraz ederken, yerel yönetimlerin mali yapısının bu hamleyle nasıl şekilleneceği merak konusu oldu.
Bu gelişme, belediyelerin günlük finansal operasyonlarını ve hizmet akışını zora sokma potansiyeli taşıyor. Özellikle personel maaş ödemeleri ve tedarikçi ödemeleri gibi kritik kalemlerin, şirket hesaplarına konulan blokelerden nasıl etkileneceği belediye yönetimlerini kara kara düşündürüyor. Belediyelerin hukuk birimleri, konulan blokelerin kaldırılması ve sürecin yeniden müzakere edilmesi için itiraz süreçlerini başlattı.
Taşınmaz takası çözüm olamadı mı?
İzmir’de Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere pek çok ilçe belediyesi, SGK’ya olan yüklü borç yükünden kurtulmak için son yıllarda “borca karşılık taşınmaz devri” formülünü işletmeye çalışıyordu. Belediyeler, mülkiyetlerindeki arsa, bina ve tesisleri SGK’ya teklif ederek borç mahsuplaşmasına gitmek istese de bu süreç her zaman pürüzsüz işlemiyor.
SGK yönetimi, belediyelerden gelen gayrimenkul tekliflerini titizlikle inceliyor. Kimi taşınmazlar borca karşılık kabul edilip mahsuplaşma sağlanırken, bazı dosyalar ise gayrimenkullerin ekspertiz değerinin düşük bulunması, konumunun uygun görülmemesi veya üzerindeki hukuki pürüzler nedeniyle geri çevriliyor. Son yaşanan bloke krizinin, taşınmaz takasıyla çözülemeyen veya sürüncemede kalan borç dosyalarıyla bağlantılı olabileceği konuşuluyor.
Mali kıskaç daralıyor
Yerel yönetimlerin gelir kalemlerindeki daralma ve artan maliyetler, SGK ve vergi borçlarının ödenmesini giderek zorlaştırıyor. Merkezi hükümetin kamu alacaklarının tahsili konusundaki kararlı tutumu ve SGK’nın tahsilat oranlarını artırma hedefi, belediyeler üzerindeki mali baskıyı artırıyor. İzmir’de yaşanan bu son gelişme, borçlu belediyeler için çemberin giderek daraldığının bir işareti olarak yorumlanıyor.
Belediye başkanları, kamu hizmetlerinin aksamaması adına SGK ile uzlaşı zeminini korumaya çalışsa da, hesaplara konulan blokeler iplerin gerilmesine neden oldu. Önümüzdeki günlerde taraflar arasında yapılacak görüşmelerin, krizin çözümünde belirleyici olması bekleniyor.










Yorumlar
Yorum Yap