İzmir’de çevre örgütlerinin sürdürdüğü hukuk mücadelesi sonuç verdi. Danıştay, Çeşme Yarımadası’nı turizm bölgesi ilan eden Cumhurbaşkanlığı kararını kesin olarak iptal etti.
Gözden kaçırmayın

İzmir’de çevre örgütlerinin sürdürdüğü hukuk mücadelesi sonuç verdi. Danıştay, Çeşme Yarımadası’nı turizm bölgesi ilan eden Cumhurbaşkanlığı kararını kesin olarak iptal etti. Karar, 16 bin hektarlık alanın betonlaşmasını önlerken, doğal sit ve orman alanlarının korunması için önemli bir adım oldu.
Cumhurbaşkanlığı kararıyla 16 bin hektarlık devasa kamu arazisinin turizm bölgesi ilan edilmesi, bölgeyi imtiyazlı bir azınlığın kullanımına açmayı planlıyordu. Projede mega yat limanları, golf sahaları, lüks oteller ve rezidanslar yer alıyordu.
Çevre örgütleri, bu alanların nadir ekosistemleri barındırdığını ve turizm adı altında yapılacak yatırımların doğayı geri dönülmez biçimde tahrip edeceğini dile getirmişti. Açılan davalar sonucunda Danıştay 6. Dairesi, projenin hukuka aykırı olduğuna karar vererek kararı iptal etti. Ancak idarenin temyiz talebi üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı.
Avukatlara tebliğ edilen kararla birlikte, idarenin temyiz başvurusu reddedildi ve iptal kararı kesinleşti. Bilirkişi raporlarına göre, Çeşme’nin mevcut haliyle bile turizm ve ikinci konut yükünü kaldıramadığı belirtildi. Raporda, “Turizm adı altında yapılan bu tür projeler, turizmin doğal kaynaklarını yok ediyor. Kalan orman ve tarım alanlarının imara açılması kamu yararına değil, yarımadanın yaşanmaz hale gelmesine neden olur” denildi.
Çevre platformları, Çeşme’nin kültürel mirasının ve doğal zenginliklerinin korunması gerektiğini vurguladı. “Bu bölge yalnızca İzmir’in değil, tüm Türkiye’nin ortak mirasıdır. Rant odaklı anlayışa karşı doğayı ve yaşamı savunmak her yurttaşın sorumluluğudur” ifadeleri kullanıldı.
Kurumlar ve yurttaşlar, açıklamada Bakanlığa çağrıda bulundu:
“Çeşme Yarımadası’nın kalan kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Yargının kesinleşmiş kararlarına uyun. Bu kez imtiyazlı azınlıkların değil, halkın ve doğanın yanında durun.”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP, ÇEŞÇEP, BUKÖYDER, Gücücek Koyunu Koruma Derneği ve davacı 103 yurttaşın imzası olduğu açıklama şu şekilde:
"Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı kararı ile Çeşme Yarımadasında mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 Km kıyı şeridi, denizin alanları ve bu alanlardaki beş adet ada, 5.000 hektar orman alanı, içme suyu koruma havzaları, bölgedeki doğal koruma alanları, nitelikli tarım alanları ile zeytinlikler, kültürel ve arkeolojik miras alanları, kısacası şu anda yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16.000 Hektar (22.400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisi İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmişti.
Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktı. Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırmaktadır. Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar vb. yapılacaktı.
Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş; halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce de yargı kararı ile belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, uzun zamana yayılan hukuk mücadelesinden sonra bu talan kararı Danıştayca iptal edilmişti.
Son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun geçen hafta avukatlarımıza tebliğ edilen kararı ile idarenin temyiz talebi reddedilerek bu talan kararı kesin olarak iptal edilmiştir. Artık ortada bir kesin hüküm vardır.
Çeşme Turizm Bölgesi kararına karşı yürütülen hukuk mücadelesi devam ederken Bakanlık doğal sit alanlarında yat limanları, oteller, golf sahaları yapabilmek için bir yandan da bu alanların koruma statüsünü kaldırarak talanın önündeki son engelleri de temizlemek istemiştir.
Bu karara karşı da hukuk mücadelesi verilerek işlem İzmir 2. İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş, bu karar da İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4.İdari Dava Dairesi’nin 19.06.2025 tarihli kararı ile kesinleşmiştir.
Kararlara uyun
Anayasada Devletin niteliği Hukuk Devleti olarak tanımlanmıştır. Hukuk devletinde elde edilen yargı kararlarına karşı aynı alanın tekrar turizm bölgesi ilan edilmesi mümkün değildir.
Çeşme Turizm Bölgesi kararına karşı yürütülen davada bilirkişi raporunda, turizm adı altında yapılan işlemin turizmin kaynaklarını yok edeceği ifade edilmiştir. Çeşme yarımadasının potansiyeli şu anda bile mevcut turizm ve ikinci konut yükünü karşılayamayacak ölçüde tükenmiş durumdadır. Son kalan kamuya ait orman alanlarını ve nitelikleri alanları turizm yapılaşmalarına açmak kamu menfaatine olmadığı gibi yarımadayı yaşanılamaz kılacaktır.
Basına yansıyan haberlerde İzmir’in yerli sermaye çevrelerinin konuyu tekrar ısıtma çabasına girdiği görülmektedir. İzmir’in doğal ve kültürel varlıklarının talan edilmeden korunması hepimizin görevidir. Müşterek varlıkları sadece rant kapısı gören anlayış dünyadaki yaşamı tehlikeye atıyor. Kesin hükme rağmen halen yağma ve talan projesinde ısrar etmek Çeşme Yarımadası’ndaki yaşamı tüketecektir, bunun farkında değil misiniz?
Buradan Bakanlığa da seslenmek isteriz. Çeşme yarımadasının son kalan kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Yargının yarımadaya müdahaleyi engelleyen kesinleşmiş kararlarına uyun. Hiç değilse bu sefer imtiyazlı azınlığa değil, halkın, doğanın, kamunun yararına uygun hareket edin."
Yorumlar
Yorum Yap